Gazze’de Yardım Paketinin Paraşütü Açılmadı | Ölü Ve Yaralılar Var

Gazze Şeridi’nde havadan atılan yardım paketinin paraşütünün açılmaması nedeniyle 5 kişi hayatını kaybetti, 11 kişi ise yaralandı.

Gazze Şeridi’nde İsrail, sivil halka karşı acımasız katliamlarını sürdürüyor. Abluka nedeniyle Gazze halkı ise açlık tehlikesi ile karşı karşıya. Bölge halkına havadan yardım konteynerleri atılırken, paraşütü açılmayan bir yardım paketi faicaya neden oldu.

CBS News’ın Hamaslı yetkililerden edindiği bilgiye göre havadan atılan bir yardım konteynerinin paraşütü açılmadı. Yardım paketini bekleyen 5 sivil de konteynerin altında kalarak feci şekilde hayatını kaybetti. Olay, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde bulunan Al-Shati kampında meydana geldi. 2’si çocuk toplam 5 kişinin hayatını kaybettiği olayda 11 kişinin de yaralandığı bildirildi. Yaralıların yaşlarının 30 ila 50 arasında değiştiği kaydedildi.

2,3 MİLYON İNSAN KITLIKLA KARŞI KARŞIYA 

Sosyal medyada yayınlanan videoda, paraşütlerle asılı duran büyük bir yardım paketi kümesinin gökyüzünde sürüklendiği, ancak paraşütü tam olarak açılmamış bir paketin diğerlerinden çok daha hızlı düştüğü görülüyor. Gazze’deki insani durum her geçen gün daha da kötüleşirken İsrail bölgeye yardım girişine izin vermiyor. Çeşitli ülkeler ise açlık tehlikesi ile boğuşan sivil halka havadan gıda ulaştırmaya çalışıyor. 

Birleşmiş Milletler, Gazze’nin yaklaşık 2,3 milyon sakini arasında yaygın bir kıtlık olduğu konusunda uyarıda bulundu. ABD ise havadan yapılan yardımların yetersiz kaldığı konusunda itirafta bulundu.

Suat Pamukçu Yeniden Refah’tan Neden Ayrıldığını Anlattı

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Sekreteri ve İstanbul Milletvekili Suat Pamukçu’nun istifası kadar istifa gerekçesi de çok tartışıldı. Soruları cevaplandıran Pamukçu, “İnancımızla uyumlu olmayan adaylar gösterildi” sözleriyle partiye sokulan FETÖ’cüleri kastettiğini açıkladı.

Yeniden Refah Partisi’nden istifa eden partinin Genel Sekreteri ve İstanbul Milletvekili Suat Pamukçu, kendisine sorulan soruları cevapladı. Partinin Milli Görüş çizgisiyle bir ilgisinin kalmadığını kaydeden Pamukçu, istifa gerekçesi olarak sunduğu “İnancımızla uyumlu olmayan adaylar gösterildi” sözlerine de açıklık getirdi. Bu sözlerle partiye sokulan FETÖ’cüleri kastettiğini açıklayan Suat Pamukçu, hepsinin ismini tek tek bildiğini kaydetti. Pamukçu’ya yönelttiğimiz sorular ve cevapları şöyle:

* 14 Mayıs seçimleri öncesinde kurulan ittifakta aktif rol aldınız. Protokolde de sizin imzanız var. O süreç nasıl gelişti?

Başından şöyle anlatayım size. İlk olarak 2022’nin Eylül ayından başladı. MSP’de de siyaset yapmış, benim de hemşehrim olan Yakup Kaldırım birkaç kez telefonla aradı. Partinin genel sekreteriydim. “Ya niye siz, Reis ile neden ittifak yapmıyorsunuz” diye. Ben de dedim ki; “Bak bizim kasım ayında genel kurulumuz var. Büyük kongremiz var. Bir o kongreyi bir atlatalım sonra görüşürüz.”

* Yakup Kaldırım sizi AK Parti adına mı aradı?

Cumhurbaşkanına çok yakın biri. Kongre bitti. Tekrardan aramaya başladı. Sıkıştırıyor. ‘Bu işi yapalım’ diye. Sonra ‘ben bu konuda görüşme yapmaya yetkiliyim’ dedi. Ben de dedim ki bir test edelim. Şu 30 madde diye ifade edilen metin var ya. Otuz maddeyi ben hazırladım. Sonra Genel Başkanı aradım, ‘Hemşehrim arayıp duruyor. Böyle bir şey hazırladım. Uygun görürseniz götürüp vereceğim, görüşme yaparız’ dedim. Genel Başkan da ‘tabii’ dedi. Götürdüm verdim.

* Sonra nasıl resmileşti?

İki gün sonra Genel Başkan aradı. Ben, Bayram Sakartepe ve Sacit Günbek’i çağırdı. AK Parti’den Abdulhamit Gül, ‘ittifak yapalım’ talebini getirdi. Sonra heyetleri oluşturduk. Sacit Bey, Bayram Bey ve ben. AK Parti’den de Abdulhamit ve Ali İhsan Yavuz beyler. İlk toplantıdan önce ‘onların bir niyetlerini anlayalım bakalım’ dedim. Oturduk. Onlar işte kendi listelerinden aday gösterilmesini önerdi.

25 VEKİL İSTERİM DİYE TUTTURDULAR

* Cevabınız ne oldu?

Heyetin başkanı olarak, ‘Bak bizim inancımızda şöyle bir şey var; bir kötülüğü önlemek, iyiliği yapmaktan daha önceliklidir. Öyle bakın. Gayemiz CHP’nin veya Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanlığını önlemektir. Başka bir maksadımız yok. Bunun için sizden milletvekili istemiyoruz. İstersen yirmi, otuz, kırk elli, yüz tane ver. Kabul etmem’ dedim.

* Bu tavır Yeniden Refah’ın ilkesel yaklaşımı mıydı?

Evet bu partinin kuralıydı. Üç yıldan beri parti devamlı AK Parti icraatlarını tenkit ede ede gelmiş. Taban şartlanmış. On, belki yirmi vekil alırsam, döner bana “On vekil için mi bu partiyi kurdun” derler. Bana da kızar, AK Parti’ye de. AK Parti’ye zaten kızgın.

* Yani Yeniden Refah tabanı ittifak istemiyor muydu?

Yüzde 70 istemiyordu. Yumuşatmak gerekiyordu. Tabanı Sayın Cumhurbaşkanımıza oy vermeye ikna etmek gerekiyordu.

* Ne önerdiniz?

Bunu AK Parti heyeti de sordu. “Ben size otuz madde getirdim. Siz bunlarda mutabık kalırsınız. Ben de teşkilatıma anlatırım. İki taraf da kabul etmiş olur. Biz vekillik istemeyiz. Kendi amblemimizle gireriz” dedim. Birkaç kere böyle gitti geldi konu. Sonuçta bir yere vardık. Otuz maddeyi bir protokol metni haline getirdik. İki görüşmeden sonra Sacit Bey ayrıldı. İki kişi sürdürdük.

* Sacit Bey neden ayrıldı?

İttifaka karşıydı, şimdi de karşı. Bir sabah sabah dokuz buçuk on gibi Mehmet (Altınöz) Bey telefonla aradı, “Beraber Külliye’ye gidelim” dedi. Bayram Bey’i de çağırdık. Abdülhamit Bey, Hasan Bey bir de Ali İhsan Bey vardı. Daha oturur oturmaz Mehmet Bey “25 vekil isterim” diye tutturdu.

* Sizin haberiniz yok muydu, aranızda konuşmamış mıydınız?

Hiç, hiç! Kendisine sonradan söyledim; bozmaksa niyetin ittifakı. Ya “İttifak istemiyoruz” de. Bana söyleseydin ben bahane bulurdum. Birdenbire böyle söyleyince benim için sürpriz oldu. Ben ittifak görüşmelerine “Vekil istemem” diye oturmuştum. Hayret ettim. Sustum.

* Sonra görüşmeler tıkandı ve farklı gelişmeler oldu…

Evet. Orada kesildi görüşmemiz ve Genel Başkan Fatih Erbakan, Cumhurbaşkanı adaylığını açıkladı. Pazartesi günüydü, ilan etti. Çarşamba günü de ilk oy verme, yani yüz bin imza toplama süreci başladı. Herhalde ilk günden yüz bini aşar hesabı yapılıyordu. Yirmi binlerde kalınca, seçimlere tek başına girme kararında yumuşama oldu. Anladılar kolay olmadığını.

* Toplayamaz mıydı 100 bin imzayı?

Belki. Hafta sonu toplanabilirdi ama zor olduğunu da gördüler. Sonunda “Tekrar görüşelim” denildi ve yeniden ittifaka dönüldü.

İSTİFAMI HAZIR BEKLETİYORDUM

* Tekrar görüşmeyi Yeniden Refah mı istedi?

Tabii. Fatih Erbakan adaylığını açıklayınca, yeni bir görüşme ve arama olmadı zaten. Sadece biz aramızda konuşuyoruz. Sonunda tamam dedik; anlaşalım. Cuma günü sonuca saat üç gibi geldi AK Parti heyeti. Ali İhsan ve Fatih Şahin beyler geldiler. Genel başkanın makamında oturduk. Bekliyoruz. Fatih Bey, arkada görüşmeler yapıyordu. Bu arada vakit de daralıyor. YSK’ya gidilecek. Mehmet Bey geldi beni çağırdı. Heyetle oturuyorduk. Gittim arka odaya. Fatih Bey, ilginç şekilde, “Ya bunları geri gönderebilir miyiz?” dedi. Ya nereden döndü bu işler.

* Son dakika! Ne yaptınız, ne söylediniz?

“Göndeririz” dedim ama… Şunu söyledim; “Rahmetli Erbakan Hocamı, Odalar Birliği’nden Süleyman Demirel silah zoruyla çıkardı. Kapısını kırdı, attı dışarıya. Ama Hocam bunu onur meselesi yapmadı. Gitti Demirel’in kapısını çaldı. Milletvekili adayı olmak istedi. Kabul etmediler ayrı. Ne yaptı? Konya’dan bağımsız aday oldu. Meclis’e girdi. Hedef ne? Türkiye Büyük Millet Meclisi. Niye? Siyaset orada yapılıyor.” Ben bunları söyleyince Genel Başkan, “Bir beş dakika daha düşüneyim” dedi.

* Böyle bir aydınlanmaya ihtiyaç mı varmış?

Bilemiyorum. Ben bilgisayarıma istifamı da yazmıştım. Hazırdı, bekliyordum. O zaman kabul etmeseydi istifa edecektim.

* Sizi istifanın eşiğine belirsizlik mi getirmişti?

Yani. Mehmet Bey çıkıyor “Milletvekili pazarlığı yapmadık” diyor ya. Gülüyorum dinlerken. “Yirmi beş vekil isterim” diyen adam “Pazarlık yapmadık” diyor.

* AK Parti milletvekili verir miydi?

Tabii. İlk başta hazırdılar. Sayıyı hiç konuşmadık. Yüz vekil de verseler benim açımdan olmazdı.

* Yeniden Refah seçimlere ittifaksız girseydi ne olurdu? Fatih Bey ne kadar oy alırdı?

Yüzde yedi barajı var. Barajı aşamazdık, vekil çıkaramazdık. Genel Başkan da yüzde 1 alabilirdi. Şimdi o seçimde alınan yüzde üçe yakın, 2.8 oyu, oylarımız zannediyorlar. Yok öyle bir şey. Bizim oyumuz yüzde 1 civarındaydı. Geri kalanı AK Parti’nin küskünleri. İttifak yapınca bize verdiler. İttifak olmasa belki sandığa da gitmezlerdi.

* Yeniden Refah’ı nereye oturtuyorsunuz? Siz kurucususunuz…

Yeniden Refah Partisi’nin kuruluşu aslında geç kalmış. Saadet Partisi yanlış yaptı.

* Ne yanlışı ve ne zaman yaptı?

Erbakan Hocamın vefatından sonra Saadet tamamen kendisini muhalefete kilitledi. Halbuki oradan (AK Parti) küsen her zaman olur. Kendine çekebilmesi lazımdı.

AK PARTİ TABANINA SAHİP ÇIKMAK İÇİN KURULDU

* Yeniden Refah bunun için mi kuruldu?

Bizim amacımız, AK Parti misyonunu tamamladığında tabana sahip çıkmaktı. Bu tabanın sempatisini kazanarak siyaset yapmaktı. Kızdırmadan, Saadet Partisi gibi yapmadan. Böyle bir ilkeyle kuruldu parti. Biraz daha erken kurabilseydik, AK Parti’den ayrılanların bir kısmını da bu siyasetle kazanabilirdik.

* Kurucusu Fatih Erbakan mı olmalıydı?

O anda bir vakıf kurmuşlardı. Teşkilatlanmıştı. Hazır bir teşkilat vardı yani ortada. Saadet Partisi aslında Hocamızın siyasetini, yani o tabana karşı sempatik görünen siyasetin devam ettirseydi Yeniden Refah’a gerek yoktu.

* Saadet Partisi’nin genel başkanı Fatih Erbakan olsaydı… Saadet, CHP ile ittifak yapar mıydı?

Kongrede aday oldu, kazanamadı. Kolay değildi. Eğer bu ben de orada olsaydım yaptırmazdım. Yapsaydı da orada durmazdım.

* Fakat AK Parti’den Kocaeli ile Sakarya’yı ve İstanbul’dan bazı ilçeler istendiği de açıklandı…

Önce “İstemedik” dediler. Sonra da itiraf ettiler. Ne oldu? “Milletvekili istemedik” de diyorlardı. Şahitleri var. Doğan Aydal kendini Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı yapmak istiyordu. Kendisi CHP kökenli. İsmet Paşa “Benim kirvem” diyor. Çıktı bir televizyonda, “Kanal İstanbul, Murat Kurum’a oy vermemek için yeterlidir” dedi. İttifak görüşmesi yapan bir parti böyle bir şey söyler mi? Sonra Hanımefendi’yle “Kurum’u teklif etti” diye edepsizce bir laf da söyledi. O programdan sonra Fatih Beyi arayıp “Bunu azledin sonra görüşelim” denilmesi gerekirdi. Başkanvekili sıfatıyla böyle açıklama yapıyor.

3c8f4176-g0gbywqrajk8f6hgpdhd6 Suat Pamukçu Yeniden Refah'tan Neden Ayrıldığını Anlattı

İSTİFA İÇİN UZUN SÜRE BEKLEDİM

* Ama siz istifa etmek için listelerin verildiği güne kadar beklediniz… Bir ihtimal daha var mıydı?

Uzun süre bekledim. Sıkıntıyı gördüm. Ya olur ki bu görüşmelerden sonra aklıselim avdet eder diye. Son günde istifa ettim.

* İstifa açıklamanızda gerekçe olarak Yeniden Refah’ın “Kuruluş inanç ve felsefesinden uzaklaşmasını” gösterdiniz ve oy hesabı yapıldığını söylediniz. Bir partinin oy hesabı yapması siyasetin doğası değil mi?

Yapacak tabii. Ama adayının sağlam olması lazım. AK Parti’den istifa eden adamı aday gösteriyorsun. Yanlış. Dün AK Parti olan bugün Yeniden Refahlı olmuyor.

FETÖ’cülere Referans

* Şanlıurfa’da farklı bir tablo var sanki…

Orada CHP’yi bırak, HDP’nin (DEM) önünü açarsın. Daha tehlikeli. Böyle bir riski var.

* İstifa açıklamanızda, “İnancımızla uyumlu olmayan adaylar” diyorsunuz. Ben başka partiden ziyade daha derin bir eleştiri yaptığınızı düşünüyorum. Nedir kastınız?

FETÖ! Varlar. Genel Başkan’ın yanında varlar. Özellikle şunu söyleyeyim; ısrarla ittifaka karşı olanlar kesin FETÖ’cüdür. Bu FETÖ’cülerin de şu anda tek hedefleri Reisicumhur’dur. İntikam almak duygusuyla yanıp tutuşuyorlar.

* Siz FETÖ’cü dediklerinizi isim isim biliyor musunuz?

Biliyorum. Alıp getiriyorlar. Referans oluyorlar. Yüzlerine söyledim.

* Sizin AK Parti’ye katılacağınız söyleniyor. Ne yapacaksınız?

Ben siyasetçiyim. Erbakancıyım. Burada bu kadar söyleyeyim.

* İstanbul seçimi çok kritik görünüyor. CHP ile DEM ittifakı var. Diğer partiler de aday gösterdi. Sizce İstanbul’da seçimlerin sonucu nasıl olur?

Erbakan’ın ‘CHP’siz hükümet’ inancıyla hareket edilmeli. Bence Murat Kurum’u seçtirmekten daha önemlisi Ekrem İmamoğlu’nu seçtirmemektir. Bu seçimlerde İmamoğlu’nun seçilmesine vesile olan 2028’de de Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlar.

Milli Görüş’le Alakalı Değiller

* Seçimden sonra ne oldu, ne değişti ve siz istifa ettiniz?

Ben orada ilkemizi koydum. Bu tabana sahip çıkmamız lazım. Alınan oya. Hocamızın da siyaseti böyleydi. Seçim biter bitmez tabanı küstürecek tavırlar sergilenmeye başladı. Gelenler, sonradan katılmalar oldu. Yeniden Refah Partisi’nin Milli Görüş çizgisiyle alakası yok şu anda.

* Bütün bunlara rağmen bu yerel seçimler için de bir ittifak görüşmeleri oldu…

Evet. Ben sürece dahil değildim. Zaten teklif de edilmedi Ben gidişatı gördüğüm için diyeceğimi söyledim. ‘Bizim bu seçimde hiçbir yerde belediye başkan adayı çıkarmamız lazım. Belediye meclislerine ve il genel meclis üyelerini kazanmamız lazım. Yüzde üç oyu, beş, altı, yedi, sekiz… Nereye çıkarabilirsek. Ona gayret edelim’ dedim. Çünkü onlar sayılacak, başkanlara verilen oyların kıymeti yok toplamda.

* Öneriniz neydi?

Çıkıp ilan edelim. Diyelim ki; “Bu seçimde biz belediye başkanlıklarında inancımıza en yakın, yolsuzluğa, hırsızlığa, ahlaksızlığa bulaşmamış AK Parti adaylarına oy vereceğiz.” Bir de; “CHP’nin kazanma ihtimali olan yerlerde en güçlü adaya oy vereceğiz” diyelim.

Erbakan Hoca’yı Tanımıyorlar

* Peki, seçimlerden sonra ne oldu da Yeniden Refah Partisi ittifaktan ayrıldı?

Meclis’te olağanüstü bir toplantı yapıldı. Deprem vergileriyle ilgili. Cumhurbaşkanı “104 milyar dolar açığımız var” diyor depremle ilgili. Şimdi bu 104 milyarı kim ödeyecek? Sonunda bu millet karşılayacak. O gün o bütçe reddedilseydi? Ben hariç ret oyu vererek CHP’nin yanında durdular. Ne olurdu bu para, nereden bulacak? Borç alacaktı devlet. Üstüne faizi koyacak, milletten faiziyle birlikte alacak. Akıl işi mantık işi değil.

* Ölçünüz Necmettin Erbakan mı?

Evet. Sorunlar da Erbakan Hoca’yı tanımamaktan kaynaklanıyor.

* Siz Erbakan’ı nasıl tanıyor ve tanımlıyorsunuz?

Erbakan Hoca’yı siyasete iten ve hedeflerini belirlediği üç konu var. Birincisi; Gençliğinde İslami eğitim almış. İkincisi; Almanya’ya gitmiş, sanayiyi görmüş. Üçüncüsü de; Müslümanları komünistler ve ateistlerin ağına düşmesin diye korumak ve bir arada tutmak istemiştir. Bu üç şey Hoca’nın siyasetini belirlemiştir.

* Bu üç başlıktan bugün için nasıl bir anlam çıkarmalı ve yorumlamalıyız?

Erbakan Hoca, Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek başına iktidara gelmesini hep önlemiştir. Dindar insanların savrulmaması için de konferanslar vermiştir hep. Hoca’nın derdi Müslümanların başka bir yere, yani CHP’ye gitmemesiydi. Bu nedenle AK Parti kurulurken gidenlere bir şey söylemedi. Şimdi Allah razı olsun, Sayın Cumhurbaşkanımız CHP’nin iktidara gelmemesi için elinden gelen her şeyi yapıyor. Sanayileşme diyorsak, onu da yapıyor. Müslümanları bir arada tutuyor. Erbakan Hocamın hedefleri de buydu. Siyaseti de böyleydi. Benim 68’den beri Milli Görüş’ten anladığım budur.

Bakan Uraloğlu: Bu Sene İnşallah TÜRKSAT 6A’yı Uzaya Gönderiyoruz

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dicle Üniversitesi Kültür Sanat Araştırma Merkezi’nde gençlerle bir araya geldi. Bakan Uraloğlu, “TÜRKSAT 6A uydumuzu bu sene inşallah uzaya gönderiyoruz. Fiber ağ uzunluklarıyla ve yine 5G teknolojisine geçiş sürecini yaşıyoruz. Muhtemelen 2026 yılında bu teknolojiye geçmiş olacağız” dedi.

Bir takım temaslarda bulunmak üzere sabah saatlerinde Diyarbakır’a gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, merkez Bağlar ilçesindeki Sakarya Caddesi’nde esnafı ziyaret etti. Esnafla muhabbet eden Uraloğlu’na Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su, AK Parti milletvekilleri, AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Raşit Ocak, AK Parti Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Halis Bilden, Bağlar Belediye Başkan Adayı Bedirhan Akyol, partililer ve vatandaşlar eşlik etti.

Ziyaret sonrası Sur ilçesindeki Dicle Üniversitesi Kültür Sanat Araştırma Merkezi’nde gençlerle bir araya gelen Bakan Uraloğlu, soru cevap şeklinde söyleşi gerçekleştirdi.

Burada konuşan Uraloğlu, “Ticaret geçmişten bugüne hep doğu batı ekseninde gelişmiştir. İpek Yolu’ndan tutun Modern İpek Yolu’na kadar burada biz Doğu-Batı koridorunun tam ortasındayız. Ve Kuzey-Güney koridorları var. Bunlar da belli görevler görüyor. Kuzey koridora bakacak olursak; Rusya-Ukrayna Savaşı var. Güney koridora baktık mı Süveyş Kanalı’ndaki sıkıntılardan dolayı Ümit Burnu dolaşılıyor. Ümit Burnu’ndan 45 günde, Süveyş Kanalı’ndan 35 günde burada yapmayı planladığımız, Türkiye’yi ve bölgemizi özellikle ilgilendiren bir kalkınma koridoru var. Havalimanından başlayıp Basra Körfezi’nden Ovaköye, oradan da ülkemize ve Avrupa’ya gidecek. Bununla beraber de biz bu koridoru destekleyeceğiz. İnşallah yakın zamanda çalışmalarına başlayacağız. Ülkemizin bu anlamdaki konumunu çok daha güçlendirecektir” dedi.

65e760823d22d7f30d2c75b6 Bakan Uraloğlu: Bu Sene İnşallah TÜRKSAT 6A'yı Uzaya Gönderiyoruz

Diyarbakır’da yol çalışmalarında büyük mesafe kat ettiklerini dile getiren Bakan Uraloğlu, “2053 yılına kadar yapmayı planladığımız yatırımlar var. Ulaştırma ve iletişim alanında yaklaşık 272 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlıyoruz. AK Parti hükümetlerimiz döneminde de 275 milyar dolarlık yatırım yaptık. Bugünkü piyasayı dikkate aldığımızda sektörlere göre dağılımları var. Burada özellikle Devlet Demir Yollarına daha ağırlık vereceğimizi ifade etmek isterim. Diyarbakır’da mesela 20 küsur kilometrelik bölünmüş yolumuz varmış. Bugün 500 kilometrelere yaklaşan yollarımız var. Toplamda da 6 bin 100 kilometreden 29 bin 500 kilometrelere çıkardık” ifadelerine yer verdi.

“Sivas’tan Malatya’ya, Malatya’dan Elazığ’a, oradan da Diyarbakır’a inşallah hızlı tren demiryolunu ilk etapta getireceğiz” diye konuşmasına devam eden Uraloğlu, şunları kaydetti:

“Aynı zamanda Irak’tan gelecek demiryolu hattı a Şanlıurfa üzerinden devam edecek. İlerleyen zamanda yine Mardin’den Diyarbakır’a da ayrı bir hızlı tren hattını da projelendirerek önümüzdeki süreçte onu da hayata geçireceğiz. Hızlı tren artık biz yetmiyor. Ankara-İstanbul arasında süper hızlı tren projesiyle 80 dakikada seyahat etme imkanımız olacak. 14 ilde biz bakanlığımız olarak raylı sistemlere destek veriyoruz. Diyarbakır’da da bir Diyar Ray projemizi Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Halis Bilden projelerini dillendiriyor. Projesi bitti. Onu inşallah önümüzdeki süreçte 1 Nisan’dan itibaren startı vererek Diyarbakır’ımıza kazandıracağız inşallah.”

Son olarak Uraloğlu, “TÜRKSAT 6A uydumuzu bu sene inşallah uzaya gönderiyoruz. İnternet gençlerin ihtiyacıdır. Bakın nüfusumuz 85 milyon, internet abone sayımız ise 94,3 milyona ulaşmış durumda. Fiber ağ uzunlukları, yine 5G teknolojisine geçiş sürecini yaşıyoruz. Muhtemelen 2026 yılında bu teknolojiye geçmiş olacağız” dedi.