İstanul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının ilk yılını kutlamanın herkes için çok anlamlı ve değerli olduğunu bildirdi.
Çağdaş bir toplum kurma yolunda en önemli yenilik olan Cumhuriyet’in 101 yıl önce ilanıyla, egemenliğin Türk milletine geçmesinin tarihte yeni bir sayfa açtığını belirten Bahçıvan, “Geçen bir asırda Cumhuriyetimiz güçlendi ve derinlere kök saldı. Cumhuriyetimizin 101. yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı kutluyor, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyet’in ilanında emeği olan herkesi rahmet ve saygıyla anıyorum.” ifadelerini kullandı.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nden (TÜSİAD) yapılan açıklamada, Cumhuriyet’in 101. yaşını kutlarken, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının saygı ve minnetle anıldığı, Atatürk’ün gösterdiği çağdaş medeniyet yolunda kararlılıkla ilerlemeye devam edildiği belirtildi.
Her 29 Ekim’in Cumhuriyet’in özgürlük, eşitlik, adalet, demokrasi ve toplumsal refah gibi kazanımlarına olan minnet duygusunu ifade etme fırsatı olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından biri geleceğe duyulan güvendir. 101 yıl önce Cumhuriyet, ulusumuzun kendi geleceğine güvenmesini sağladı. Sürdürülebilir bir biçimde kalkınmamız ve muasır medeniyetler seviyesini aşmamız için bizlere rehberlik edecek kurumları, kuralları ve zihniyeti inşa eden Cumhuriyet oldu.
Cumhuriyet, bu yönüyle bugün bizler için bir yönetim biçiminden çok daha fazlasını temsil ediyor. Cumhuriyet değerlerine ve kazanımlarına sahip çıkmanın yolu demokrasi, laiklik, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmaktan geçiyor.”
Açıklamada Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında çağın gerektirdiği dönüşümün doğru okunması gerektiği belirtilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Çağın gerektirdiği dönüşüme uyum için Cumhuriyet’in temel kazanımlarından olan çağdaş ve eşit eğitim kritik önemdedir. Cumhuriyetimizin ilanından hemen sonra yurt çapına yayılan eğitim seferberliği,
ülkemizin kalkınma hikayesinin de temeli olmuştur. Yurdun dört bir yanından doktorlar, mühendisler, bilim insanları, girişimciler, sanatçı ve sporcular böyle yetişmiştir. Bugün de bilim ve teknolojideki baş döndürücü gelişmeleri yakalayarak tüm dünyayla her alanda rekabet edebilen bir ülke olabilmek için bilimsel, çağdaş ve herkesi kapsayan bir eğitim seferberliğini yeniden birinci öncelik yapmalıyız. Bunun için kamunun kaynak tahsisinde eğitim önceliklendirilmeli ve çok daha fazla kaynak eğitime ayrılmalıdır. Çağın gerektirdiği becerilerle geleceğe hazırladığımız nesiller ile Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında yeni bir kalkınma hikayesini birlikte yazabiliriz.”
“BİZE DÜŞEN DAHA MÜREFFEH BİR TÜRKİYE YOLUNDA ÇABALAMAK”
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz ise Türk milletinin bağımsızlık ve varoluş mücadelesi olan İstiklal Savaşı’nın temelleri üstüne kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milleti için sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bağımsızlığının da tezahürü olduğunu belirtti.
Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında kendilerine düşen görevin “kuruluşunda olduğu gibi bugün de şehitlerin kanıyla bedel ödedikleri Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak ve daha müreffeh bir Türkiye yolunda çabalamak” olduğunu vurgulayan Kopuz, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Her türlü teröre ve ona destek olan dahili ve harici bedhahlara geçit vermeyeceğimizi en güçlü biçimde göstermektir. ‘Hazır ol cenge, eğer ister isen sulh-ü salâh’ düsturuyla büyük atılım yaptığımız, son teknolojiyle geliştirilmiş yerli ve milli savunma kabiliyetimiz ve dinamik beşeri sermayemizle oyun kuran bir ülke olma yolunda ilerlemektir. Cesur atalarımızın kurduğu Cumhuriyetimizi korumak için bizler de en az onlar kadar korkusuz olmalıyız. Unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin ayrılmaz bir parçası ve varlığının teminatıdır. Bu duygularla, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101. yılında, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyor, başta Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin payidar olması için kuruluşundan bugüne kadar şehadet şerbeti içen kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.”
DenizBank Finansal Hizmetler Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Hakan Ateş de 1997’de bankacılık aracılığıyla ülkesinin dört köşesine hizmet götürmeye kendini adamış bir avuç insanla sektöre adım attıklarını kaydetti. Ateş, 81 ilde şubesi olan ve 15 bine yakın çalışanıyla Türkiye’nin en büyük 5’inci özel bankası olarak yollarına devam ettiklerini anlattı.
Ateş, borcunu ödemeyi ödevi bilen büyük bir aile olarak, Cumhuriyet’in değerlerini yaşatmak ve Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak her konuda gelişimi ve değişimi desteklemek üzere tüm güçleriyle çalıştıklarını bildirdi.
Bu yaklaşımla, 2002’de özel bankalar arasında tarımı ilk kez sahiplenerek bu alanın finansmanına dair örnek bir model yarattıklarını kaydeden Ateş, aradan geçen sürede KOBİ’lere, belediyelere, turizm ve denizcilik sektörüne ve Türkiye’nin dev projelerine sundukları desteklerden bahsetti.
Ateş, kültür ve sanat faaliyetlerine sundukları katkılara değinerek, bu alanda hayata geçirdikleri projeleri anlattı.
“Bütün bunları yaparken, ardımızdan gelen nesillerin üzerinde güvenle yaşam sürebileceği bir dünya için sorumluluklarımızı unutmuyoruz.” ifadesini kullanan Ateş, finans sektörünün, Türkiye’nin yeşil ekonomiye geçiş ve karbonsuzlaşma sürecinde oynadığı yönlendirici rolün bilincinde olduklarını vurguladı.
Bu nedenle çalışmalarının tamamını finansal olduğu kadar çevresel ve toplumsal etki ve boyutları da kapsayan bakış açısıyla değerlendirdiklerini kaydeden Ateş, şu ifadeleri kullandı:
“Kredi süreçlerimiz, yatırımlarımız, sağladığımız sendikasyon kredilerinde kendimize belirlediğimiz performans hedefleri gibi farklı kriterlerde tamamen sürdürülebilirlik bakış açısını benimsiyoruz. Yine teknoloji tarafında da sürdürülebilirliğe hizmet eden girişimleri destekliyoruz. Yakın dönemde, iştirakimiz NEOHUB ve Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren Oxentia iş birliğinde, sürdürülebilirlik temasına odaklanan startupların yurt dışına açılabilmesi için onlara danışmanlık sunan TRUK Hızlandırma Programımızı hayata geçirdik. Cumhuriyet’i sadece yönetim şekli değil, yaşam biçimi gören bir kurum olarak Türkiye’de kalkınmayı, gelişimi, fırsat eşitliğini destekleyecek her alanda, bugüne kadar olduğu gibi yarın da elimizi taşın altına koymaya devam edeceğiz.”