İsrail ile HAMAS arasında varılan esir takası ve ateşkes anlaşması, hem bölgedeki gerilimi bir nebze olsun düşürdü hem de birçok Filistinli mahkumu özgürlüğüne kavuşturdu. Serbest bırakılanlardan biri olan 22 yaşındaki Emel eş-Şucaiyye, İsrail hapishanelerinde yaşadığı ağır şartları ve tanıklıklarını anlattı.
İsrail Hapishanelerindeki Zor Koşullar
Batı Şeria’nın Deyr Cerir beldesinde yaşayan ve bir üniversite öğrencisi olan Şucaiyye, demir parmaklıklar ardında geçirdiği günleri şöyle özetledi:
- Fiziksel ve psikolojik baskılar: “Her gün baskı ve işkence gördük. Eşyalarımıza el konuldu, ilaç ve gıda desteği sağlanmadı.”
- Zorlayıcı iklim şartları: “Dondurucu soğuklara maruz kaldık.”
- Kadın mahkumların mahremiyetine saygısızlık: “Koğuşlarda sık sık baskın yapılıyor ve çıplak arama gibi onur kırıcı yöntemler uygulanıyordu.”
Şucaiyye, bu zorlu süreçte kadın mahkumlara yönelik ihlallerin sistematik bir şekilde gerçekleştirildiğini ve mahkumların sık sık aşağılandığını ifade etti.
Serbest Bırakılmanın Ardından Duygular
Ailesine kavuştuğu için mutluluğunu dile getiren genç kadın, özgürlüğün ne denli değerli olduğunu vurguladı. Ancak, serbest bırakılan mahkumlar yeniden gözaltına alınma korkusunu üzerlerinden atamadıklarını belirtti. “Bugün sevdiklerimin yanındayım, ama bu özgürlük gerçek bir güvence değil,” dedi.
Esir Takasının Ayrıntıları
HAMAS’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, ateşkes anlaşmasının ilk aşamasında 3 İsrailli kadını Kızılhaç aracılığıyla teslim etti. Karşılığında ise 90 Filistinli mahkum serbest bırakıldı. Bu takas, Filistin toplumunda hem sevinç hem de temkinli bir umutla karşılandı.
Bölge Halkının Tepkisi
Gazze halkı, esir takası anlaşmasını büyük bir fedakarlık olarak değerlendiriyor. Ancak bu süreç, İsrail’in hapishanelerindeki insan hakları ihlallerine dair uluslararası kamuoyunda daha fazla dikkat çekme ihtiyacını da bir kez daha ortaya koydu.