Her şey nokta ile başlar bu alemde.
Harflere de, alem-i cihana da anlam kazandırandır.
Nokta elif’i, elif de diğer tüm harfleri oluşturur. Şu noktalar hükmünde olan zerrelerden mürekkebdir.
Her elif bir kalb, kalb de birlikten çokluğa geçiştir. Çokluğun başlangıcı bir ise kelamın özünde de birlik yatar. Birlik Kadir-i Mutlak’tan geliyorsa ve dahi kalbin özünde birlik varsa kelamda ona kadir olacaktır elbet.
Şimdi benim de kalbim ve sözüm bir olacaktır elbet.
Mahreci tek bir ses, yazıda tek bir çizgi lakin üç harfli ne hikmetse.
Ey beşer! Sen tek bir harfi söylüyorsun ve tek bir çizgi çiziyorsun sanıyorsun ki her şey görünenden ibaret. Halbuki o tek harf ve o tek çizgi, milyonlarca zerrenin terekkübünden meydana gelir. Ey beşer, sen ki gördüğünle yetinen ötesini göremeyensin.
Elif…
İsmi ile işaret edilenin müsemması.
Elif…
Alfabenin ilk harfi, diğer harflerin sebeb-i hikmeti.
Elif…
Kainatın anahtarı, bir yaradılış gayesi.
Elif…
Her varlığı tutan kudret, kainattaki tek güç, tek kudret.
Elif…
Belki acıyla ama vazgeçmeden dik durmanın adı.
Elif…
Dünya ne kadar dönerse dönsün olduğu yerde kalmanın adı.
Elif…
Her şeyin başlangıcı gibi aşk’ın da başlangıcı.
Ya ötesi…
Yazdım…
Her satırıma elif’le başladım vav’la sonlandırdım.
Yazdım…
Mürekkebini bulan kalemim şerha şerha uzarken sayfa baştan sona ah û figân, tepeden tırnağa kan revân.
Yazdım…
Çöllerde susuz kalan bir bedeviydi de şimdi kana kana içtiği mürekkep onun vahasıydı gibi hisseden yüreğimle yazdım.
Yazdım…
Vedûd makamında sevgilinin suretine düşen noktada aşk’ın en gam halini gördüm.
Yazdım…
Belalara ve ibtilalara razı olmuşken yüreğim, sahifeme düşen hakikat ile aşk’ın bir muamma olduğunu sezdim.
Yazdım…
Kendi benliğimden geçip can’ın içinde can bulmaya meyletmişken yüreğim, sevgilinin şifasına düşen gölgeyle aşk’ın en ızdırap halini gördüm.
Yazdım…
Vuslat yolunda ateşe yürüyen bir yolcuyken yüreğim, kesretle Vahdet arasında aşk’ın en yakıcı halini bildim.
Yazdım…
Nice gönülleri bir kuble kelam ile öldüren, öldürürken dirilten aşk’ın en irca halini öğrendim.
Yazdım…
Yaza yaza tükendi mürekkebim, biçâre kaldı kalemim, acizliğe büründü kelamım.
Hilkatte bana bahşedilen kalbimle memulünden nihayete eremedim.
Zerreden elif’e bürünmüş halimle en kadim olanı, aşk’ı seçtim.
Oysa aşk dibaceydi, mukaddimdi, ilkti.
Beni gaşyeden haliyle kadimdi, bilemedin.
Şimdi Elif’ten geçtim, aşkın vav halini seçtim. Bâ ile akıl mertebesine, cim ile görünmeyenin ötesine geçtim, göremedin.
O ki vav, bâ ile cim’in doğuşu değil miydi?
Vav ile çoğaldım, varlığımı varlığına tecelli ettim. Sen vav harfi gibi kainat, ben ehadiyetin perdesi olan elif’tim.
Tekdim,birdim…
Şimdi elif’ten vav’a sen oldum.
Vav…
Hayatın özeti, bir kulun büyük sevdası.
Vav…
Çekilmesi en zor harf, koca bir kalb dolusu aşk, çokça merhamet, çokça sabır.
Rabbim!
Sabrımızı artır, elif gibi sevdir, vav gibi sadık kıl gönüllerimizi.
Amenna ve saddakna…