Aldatmak, aslında kişinin kendi şahsına yaptığı en büyük kişisel saldırıdır. Şöyle ki; Aldattığını zanneden bir insan aslında tüm benliğini kaybetmiştir. Aldatmak deyince her ne kadar aklımıza ikili ilişkiler gelse de, aldatmanın bir çok örneği vardır. Bir bireyi aldatmak, bir çocuğu aldatmak… Hatta bir hayvanı aldatmak…
Bir bireyi çeşitli alanlarda aldatabilirsiniz. Ticarette, eğitimde, evlilikte, hayatımızın bir çok alanında… Son zamanlarda saygımızı, sevgimizi kaybetmeye yüz tuttuğumuz şu günlerde aldatmak sıradanlaşmıştır.
Kişilerin değer yargılarına saldırı boyutunu almıştır. Toplum olarak birbirimizi aldatmak bizler için gayet masumane gelmektedir. Tabi hayatımıza giren yenilikler bunun tetikleyicisidir, adeta en büyük faktörlerden birisi sosyal medya çılgınlığıdır. TV dizileri bile aldatmayı, aldatılmayı gayet rahat sergilemektedir.
Şimdi soruyorum. Hangimiz suçlu? Dünya kirlendi ve bunu hep birlikte yaptık. Artık kendimizi bile aldatır olduk. Dünyayı el birliğiyle kirletip suçu kadere atmaya kadar getirdik. Ama hiçbir şey için geç değildir. Önce kendimizden başlayıp dünyamızı daha birbirimize güven içinde yaşanır hale getirmek çok zor değil.
(Saygı, sevgi, sadakat) Artık siyahı beyaz görmekten vazgeçelim. Birbirimizle daha kaliteli zamanlar geçirerek başlayalım. Bir aile düşünün. Akşamları sohbet edilmiyorsa, bir kitap özeti anlatılmıyorsa hepimize geçmiş olsun. Lütfen yapamayacağınız sözler vermeyin. Bu en çirkin güvensizlik sorunudur. Başta çocuklarınızı aldatmayın. Bu dünya yeterince kirlendi. Bu dünyaya güvensiz, birbirini aldatan bireyler yetiştirmeyin, koruyun gelecek neslimizi.
Unutmayın! Geleceğin alt yapısını bizler hazırlıyoruz.
Yolunuz gül renginde, gül kokusunda olsun her daim.