Pazar, Şubat 23, 2025

Yaşasın modern yalnızlık!

Üç yıl önce hayatını kaybeden hemşirenin kemikleri evinde bulundu. Bu hafta tüm medya organlarında yapılan habere göre kocasını kaybettikten sonra yalnız yaşayan, bir üvey oğlu olan kadının kemikleri yatağında bulundu. Üvey oğlunun kendisine ulaşamaması sebebiyle yaptığı ihbar sonucu hemşirenin evine giden görevliler, kadının kemikleriyle karşılaştı.

Çok değil bundan sadece birkaç yıl önce Batı’da gördüğümüz ve hayretle karşıladığımız benzer olaylar artık bizim haber unsurlarımızı oluşturmaya başladı. Peki, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” anlayışına sahip bir topluluktan, evinde ölüp kemikleri eriyen komşusundan habersiz bir sosyolojiye nasıl dönüştük?

Avlulu, tek ya da çift katlı veya aile binalarından koca apartmanlara; devasa, konforlu, yüksek güvenlikli sitelere taşınan toplum, her bir katla sadece evleri değil sosyal alanları arasında da duvar örmüş oluyordu.

Mahalle kültürünün yerini apartman kültürüne teslim etmesiyle birlikte değişen sosyoloji, beraberinde Batının modern yalnızlığını da taşımaktaydı…

Sokakları dolduran çocuk sesleri, oyun çığlıkları artık eski bir hayal kadar uzak. Akşam hava kararana kadar mahalle aralarından top çeviren çocuklar artık kendilerine ait odalarındaki masalarındaki ekranlara tutsak olmuş. Bırakınız arkadaşlarını, ailesiyle iletişim kurmayı zul gören, tek sosyalleşme aracı bilgisayar oyunları olan bir kuşak mevcut. Tek arkadaşlık mecrası sanal oyunlar ve sosyal medyada gerçekleşiyor. Yani sahici olan hiçbir şey yok. Her şey bir hayal ve ütopya!

Mahallenin ikindi sonrası evlerden yayılan yemek kokularına, komşular arası taşınan yemek tabakları eşlik ederdi. Annelerinin ellerine tutuşturduğu tabakları büyük bir gururla komşuya taşıyan çocuk nesli de evlerden yükselen yemek kokuları da tarihe karıştı…

Tüm bunlardan daha da önemli olan güven duygusunun artık mazide kalması. Mahallelinin birbirini tanıması bir açıdan toplu güvenlik sigortası anlamına gelirdi. Birbirini tanıyan, kontrol eden, olası bir problemde hep birlikte yardımcı olmaya çalışan mahalleli yerine karşı komşusunu görse tanımayacak olan evler peyda oldu. Birer yuva olmaktan da uzak olan bu mekanlar her odanın bir aile ferdine tahsis edildiği, özel yaşam alanlarının oluşturulduğu meskenlere dönüşürken bırakınız komşuyu, ailenin kendi içinde bütünlük sağlayamadığı yerlere dönüştü.

Robot gibi sabah evden çıkıp akşam yorgun dönüp sanal aleme sığınan insanlar, tüm dikkatini kendine yöneltip başkalarına kapatmış bencil bireylere dönüştü. Hâl böyle olunca da yalnız yaşadığı evinde ölüp de bırakınız cesedi, kemikleri yok olmaya başlamış kişilerin haberleri önümüze düşmeye başladı. Hepimiz biliyoruz ki bu gidişat devam edecek ve her geçen gün çoğalacak. Önce yadırgadığımız münferit hadiseler kısa hayatın kötü sonları olarak modern yalnızlığı yüzümüze çarparak kaybolacak…

En son haberler