Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK), borçlu belediyelere yönelik haciz işlemlerinde siyasi ayrım yaptığı iddiaları gündemde. SGK’ya olan toplam borcun yüzde 93,5’inin AK Parti’li belediyelere ait olduğu belirtilirken, haciz işlemlerinin ağırlıklı olarak CHP’li belediyeler üzerinde yoğunlaşması tepki topladı.
CHP’li Belediyelere Bloke Kararı
Sözcü gazetesinin haberine göre, CHP’li 4 belediyenin hesaplarına SGK prim borçları nedeniyle bloke konuldu. Bu durum, SGK’nın borçlu belediyelere yönelik uygulamalarında ayrım yaptığı eleştirilerini beraberinde getirdi.
Ege Belediyeler Birliği Başkanı Ferdi Zeyrek, SGK’nın borçlu belediyelere eşit davranmadığını belirterek, “Bu durum belediyelerimizin mali gücünü zayıflatmayı ve halkın hizmet almasını engellemeyi hedefliyor. Açık bir ayrımcılık örneğiyle karşı karşıyayız,” ifadelerini kullandı.
En Borçlu Belediye: AK Parti’li Bursa
Sayıştay raporlarına göre, SGK’ya en yüksek borcu bulunan belediye 670 milyon 252 bin TL ile Bursa Büyükşehir Belediyesi oldu. Son seçimde CHP’ye geçen Bursa Belediyesi’nin borcunun AK Parti döneminden kaldığı vurgulanıyor. Borç sıralamasında ikinci sırada 503 milyon TL ile CHP’li Adana Büyükşehir Belediyesi, üçüncü sırada ise 171 milyon TL ile AK Parti’li Sakarya Büyükşehir Belediyesi yer alıyor.
AK Parti’li Belediyelerin Hazine Borçları
SGK borçlarının yanı sıra, AK Parti’li belediyelerin Hazine’ye olan borçları da dikkat çekiyor. Sayıştay raporlarına göre bazı borçlar şu şekilde:
- Kocaeli Büyükşehir Belediyesi: 1 milyar 913 milyon 689 bin TL
- Samsun Büyükşehir Belediyesi: 1 milyar 155 milyon 918 bin TL
- Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi: 502 milyon 999 bin TL
- Malatya Su ve Kanalizasyon İdaresi: 301 milyon 398 bin TL
- Kayseri Su ve Kanalizasyon İdaresi: 224 milyon 589 bin TL
- Gaziantep Büyükşehir Belediyesi: 27 milyon 667 bin TL
Çifte Standart Eleştirisi
SGK borçlarının büyük çoğunluğunun AK Parti’li belediyelere ait olmasına rağmen yalnızca CHP’li belediyelere haciz uygulanması, kamuoyunda “çifte standart” eleştirilerine neden oldu. Bu durumun, siyasi bir baskı aracı olarak kullanıldığı iddiaları gündemdeki yerini koruyor.